Avrupa gezilerimiz sırasında özellikle Fransa’da gotik kiliselerde gördüğüm ve daha önce görmediğim için de çok ilginç bulduğum , çirkinliklerine rağmen hoşuma da giden ( herhalde bunun için grotesk diyorlar ) figürlerdi çörtenler . Ve hep anlatmak , paylaşmak istedim . Fotoğraflar son 5 yılda birkaç kez yaptığım Fransa yolculuklarında karışık olarak çekildiler .
Çörten , aslında çatının çevresinde biriken yağmur sularını duvar temelinden uzağa akıtan , saçak kenarından dışa doğru uzamış oluklara verilen isim . Yani ana amaç suyun drenajını sağlamak . Genellikle gotik yapılarda gördüğümüz ( başta katedral ve kiliselerde olmak üzere kule ve saraylarda da olabiliyor ) bu çörtenlere ”gargoyle” deniyor . Gargoyle sözcüğü birçok dilde boğaz-gırtlak kelimesinden türetilmiş .
Notre Dame Katedrali / Paris
Çörtenlere eski Mısır , Roma ve antik Yunan mimarisinde de rastlanıyor . Ancak ortaçağda özellikle Fransa’da çok meşhur olmuş ve gotik mimarinin tipik özelliklerinden biri haline gelmiş . Genellikle granitten yapılan bu grotesk ( hem komik hem çirkin öğeleri birarada bulunduran ) oyma taşlar çok değişik şekillerde tasvir edilmiş .
Adalet Sarayı / Rouen
7. yüzyılda geçen bir ortaçağ efsanesine göre Le Gargouille adında ağzından alev fışkırtan bir ejderha her yıl Seine Nehri yakınlarındaki mağarasından çıkıp ortalığı yakıp yıkıyormuş . Rouen’li köylüler de ejderhayı yatıştırmak için bir mahkumu kurban ediyorlarmış . Birgün cesur bir rahip köylülere canavarın yokedilmesi karşılığında kilise yaptıracağını ve hepsini tekrar vaftiz edip günahlarından arındıracağını vaad etmiş .
Sacre Coeur / Paris
Köylüler büyük uğraşılar sonucunda ejderhayı yakalamışlar ve başı-boynu hariç yakmışlar ( Rouen’li köylüler bu yakma işine iyice alışmış olacaklar ki daha sonraları Jan Darc’ı da yakmışlar ) Ejderhanın başını ve boynunu da kilisenin duvarına asmışlar . İşte gargoyle efsanesi buradan geliyormuş .
Adalet Sarayı / Rouen
Çörtenler ( ya da Gargoyllar diyelim ) değişik şekillerde olabiliyor . Çeşitli hayvanların vücut parçalarının birleştirilmesiyle oluşan ve kimera denilen yaratıklar en sık kullanılanlarından biri .
St. Vincent Katedrali / St. Malo
St. Vincent Katedrali / St. Malo
Efsanevi ve hayali yaratıklar , hayvanlar ve çirkin insan yüzleri de kullanılmış .
St. Nazare Bazilikası / Carcassonne
St. Nazare Bazilikası / Carcassonne
Hayvan figürlerinden en çok kullanılanlarından maymun , yedi ölümcül günahtan tembelliği simgeliyormuş . Yılan kıskançlığın , kurt açgözlülüğün , domuz öfkenin , keçi şehvetin simgesiymiş . Köpek sadık bilinmesine karşın aç olduğunda evlerden yiyecek çaldığı için şeytani günahlara karşı savunmasızlığı gösteriyormuş .
Reims Katedrali
Reims Katedrali
Mont St. Michel
Aslan çok kullanılmıyormuş ama aşırı gururu simgeliyormuş .
Versailles Sarayı
İyi de bu çörtenler neden bu kadar çirkin ? Katedrali çok güzel yaptım biraz da çirkinlik katalım mı demişler ? Kötülüklere karşı sigorta poliçesi mi ? Dekorasyon için ise bu çirkinlik gerekli mi ?
Notre Dame Katedrali / Paris
St. Jacques Kulesi / Paris
Ortaçağda okuryazar insan sayısı çok çok az olduğu için görüntü önemliydi . Bu çirkin çörtenler kiliselerde insanlara mesaj vermesi için kullanıldı . İlk mesaj , bir kötülük imgesi olarak kiliseye gelen insanlara onları bekleyenleri göstererek hesaplaşma gününün yakın olduğunu hatırlatmak ve dine bağlılıklarını sağlamlaştırmaktı .
Rouen Katedrali
Ayrıca bu yaratıkların varlığının – kötülüğe karşı eş derecede kötülük sunarak – kötülüğü kilise duvarlarının dışında tuttuğu düşünülmekteydi . Gargoyllar , istenmeyen ruhları ve kötülükleri savuşturmak için nöbet tutuyorlardı . İnanışa göre bu gargoyllar geceleri insanlar uykuya daldığında canlanıyor , güneş doğduğunda tekrar taş haline geliyorlardı .
Notre Dame Katedrali / Paris
St. Chapelle / Paris
Bazı din adamları ise bu garip yaratıkları sevmemişler ve putperestlik olarak değerlendirmişler .
Reims Katedrali
Ama kim ne derse desin gargoyllar gotik mimarinin bize bıraktığı en değişik , kendi ruhları olan figürler olarak bizleri yükseklerden selamlıyorlar .
Reims Katedrali
Sevgi ve saygılarımla…
Sevgili Doktor tam benlik bir yazı,güzel bir derleme olmuş….Çirkinlikler önemli bir görsel malzeme oluşturmuş…Aslan figürünün çörtenlerde pek kullanılmamasını ben 4 incil yazarına bağlıyorum,bilindiği gibi Aslan 4 incil yazarından Marcus un sembolüdür.Durum böyle olunca halka kötülükleri hatırlatan ,veya kötü fikirlerin kutsal mekana yaklaşmasını önleyen bu figürlerin arasına kutsal Aslan ı koymak pek hoş gelmemiştir taş ustasına…Teşekkürlerim ve sevgilerimle..
Neşe Hocam , katkılarınız için çok teşekkür ederim . Aslan figürü hakkındaki yorumunuz hiç aklıma gelmemişti .
gezilerden boylesi detayları yakalayıp yazmanız cok hosuma gıttı.. cokda keyifli bir anlatımla resimler bir arada ..ellerinize saglık..
Teşekkür ederim Suzan Hanım .
Çok ilginç ve güzel bir yazı olmuş, ellerinize sağlık…
Teşekkür ederim Yüksel Bey.
Doktor bey, yazınız muhteşem olmuş, bukadar çörten resmini nasıl toplamışınız, nasıl bunlar hakkında bir yazı yazmışsınız . Söyleyecek söz bulamıyorum. Elinize gözünüze sağlık. Bundan sonra gezerken ilk işim bunlara bakmak olacak. Birşey eklemeden geçemiyeceğim bence çok çirkin değiller, herhalde bu güzel yapılarda bir aykırılık olsun istemişler.
Sevgili nadircatak , ”bidolu” çörten fotoğrafım daha var . Dostlara haber saldım , çörten fotosu getirin diye 😉 Fransa dışındakileri eklemedim . Yeri geldikçe paylaşırız . Sevgiler .
Bir de Madeline Meydanındaki hardalcıdan en sert hardalı ısmarlıyorum . Sağolsunlar kırmıyorlar .
Freiburg ve Strasbourg katedrallerinde çok güzel çörtenler gördük,fotografladık ve seni andık sevgili Doktor….